Sessizlikten Gelen Ses
- Mesut Molu
- 12 Kas
- 1 dakikada okunur
Bazı sabahlar şehir öyle bir susar ki, insan kendi iç sesini bile duyacak hale gelir.Kahve fincanından çıkan buharla birlikte düşüncelerim de kıvrılıp gider; kalabalığın ortasında bile yalnız kalabilmenin lüksü bu belki.Sessizlik, bana hep bir şey anlatmaya çalışır: “Her şeyi konuşarak değil, bazen durarak anlarsın.”
Yıllar içinde öğrendim; insanın sessizlikle kurduğu ilişki, kendisiyle kurduğu en dürüst ilişkidir.Gürültü arasında sürekli bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyoruz.Ama sessizlik —yargısız, beklentisiz— seni sadece dinler.Ve işte o anda ne kadar yorgun, ne kadar istekli, ne kadar kırık olduğunu anlarsın.Belki de bu yüzden bazı günler telefonun sesini kapatıyorum; dünya benden biraz uzak kalsın diye.
Kayseri’nin rüzgârı bile bazen konuşmak ister.Bir duvar köşesinde unuttuğun çocukluğunu hatırlatır, suyun üstünde salınan bir yaprak gibi seni kendi köklerine geri iter.O sessizlik, aslında geçmişin yankısıdır.

Yorumlar